Son 23 Yılda Damga Vuran 23 İsim

ANA SAYFAHABERLER → Son 23 Yılda Damga Vuran 23 İsim

Son 23 Yılda Damga Vuran 23 İsim

Son 23 Yılda Damga Vuran 23 İsim

Türk futbolu, 2000’li yıllardan itibaren birçok büyük yıldızın Süper Lig’de forma giydiğine şahit oldu. Kulüplerin ekonomilerinin güçlenmesi, yayın gelirlerinin artması ve dönem dönem elde edilen başarılarla birlikte özellikle Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray, çok önemli transferler yaptı.

Öyle ki bu isimlerden bazıları söz konusu sezonların tamamında kendilerinden bahsettirmeyi başarmışken bazıları ise sessiz sedasız gelseler de geleceğe damga vurdular.

FourFourTwo, sizler için son 23 yılda yaz transfer dönemlerine damga vuran 23 oyuncuyu derledi:

2000/01 – Mario Jardel

Galatasaray, Türk futbol tarihinin kulüpler bazındaki en büyük başarısını elde edip UEFA Kupası’nı kazandıktan sonra kadrosunu daha da güçlendirmek için çalışmalara başladı.

UEFA şampiyonu apoletinin sarı kırmızılı formada olması sebebiyle taraftarların beklentisi Avrupa’nın en üst seviyedeki yıldızlarından birinin Türkiye’ye gelmesiydi.

Yeni sezonda takıma dünya çapında bir golcü almak isteyen Galatasaray yönetimi, bir önceki sezonu Avrupa Gol Kralı olarak tamamlayan Mario Jardel’i kadrosuna kattı.

1999/00 sezonunda UEFA Şampiyonlar Ligi’nde gol kralı olan ve sezonu 33 maçta 37 golle tamamlayan “Süper” Mario Jardel, sarı kırmızılı kulübe imza atarak 2000/01 yaz transfer sezonuna damga vurdu.

Hala daha Süper Lig’de yapılmış en pahalı transfer olarak tarihteki yerini koruyan Jardel, Galatasaray’ın UEFA Süper Kupa şampiyonluğunu da attığı altın gol ile getirdi. Sarı kırmızılı kulüpte yalnızca 1 sezon kalan Jardel, bu süre zarfında 43 maçta 34 gol atarak beklentileri tam anlamıyla karşıladı.

2001/02 – Tümer Metin

Beşiktaş, 2001/02 sezonuna girerken 6 yıllık şampiyonluk hasretini bitirmeyi hedefliyordu. Siyah beyazlı kulüp, o dönem mali açıdan oldukça güçlü durumda olan Fenerbahçe ve Galatasaray’ın aksine büyük takımlarda şans bulmayı bekleyen 2 yıldız adayını transfer etti.

Gerek milli takımda gerekse Beşiktaş’ta yaptıklarıyla Türk futbol tarihine geçen İlhan Mansız ve Tümer Metin ikilisi, o sezon siyah beyazlı takıma imza attıklarında büyük sükse yaratmadı.

Buna karşın iki futbolcunun gelecek senelerde yapacağı etki Türk futbol tarihinde iz bıraktı. Özellikle Tümer Metin, uzun yıllar Beşiktaş forması giyerken 100. yıl şampiyonluğunda verdiği katkıyla siyah beyazlı kulübün ikonik isimlerinden biri oldu.

Tümer Metin’in daha sonra Fenerbahçe’ye transfer olması her ne kadar Beşiktaşlı taraftarlarca yoğun tepkiye neden olsa da Tümer Metin 2007’de Fenerbahçe’nin 100. yıl şampiyonluğunda da en etkili isimlerden biriydi.

Böylece Tümer Metin’in 2001/02’deki ilk transferi, Türk futbolunun iki devinin 100. yıllarında şampiyonluk yaşamasını etkiledi.

2002/03 – Ariel Ortega

Fenerbahçe’nin Aziz Yıldırım liderliğinde her sezon en az 1 büyük yıldız transfer etme politikasının belki de ilk örneği Ariel Ortega’ydı.

Ülkesi Arjantin’de “Yeni Maradona” olarak lanse edilen ve Avrupa’da Parma ile birlikte önemli işlere imza atan Ariel Ortega, 2000 sonrası dönemin en sansasyonel transferlerinden biriydi.

Fenerbahçe’ye imza attığı dönemde toplam 83 kez Arjantin milli takım formasını giyen ve Güney Amerika devinin değişmezlerinden olan Ortega, buna rağmen Türkiye’de beklentilerin altında kaldı.

Sarı lacivertli formayla 2 sezon top koşturan Ortega bu süreçte yalnızca 20 maça çıkarak 5 gol ve 9 asistlik bir performans sergiledi.

Ortega- 2004/05 sezonu öncesinde Newell’s’a geri dönerken onun transfer sürecinde oluşan heyecan hiç unutulmadı.

2003/04 – Van Hooijdonk

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın 2003/04 sezonunda taraftarlarına hediyesi Pierre van Hooijdonk oldu.

2002/03 sezonunda Feyenoord forması giydiği 38 maçta 30 gol atarak Hollanda temsilcisiyle fırtınalar estiren Van Hooijdonk, 34 yaşında sarı lacivertli formayı giydi.

Hollanda milli takımının da forveti olarak görev yapan Van Hooijdonk, penaltı gibi kullandığı serbest vuruşlarıyla Türk futbol tarihinde büyük bir iz bıraktı. Transfer olurken ilerleyen yaşını eleştirenlere karşın 2 sezonda 63 maça çıkarak (35 gol – 12 asist) istikrarıyla takdir toplayan Van Hooijdonk, futbolculuğunun yanında Türkiye ile kurduğu bağla da kendisine birçok hayran topladı.

Türkiye’de daha sonra birçok reklam filminde de yer alan Van Hooijdonk, ülkemize gelen en özel yabancılardan biri olarak bugün hala saygın bir şekilde anılıyor.

2004/05 – Alex de Souza

Süper Lig’de 2 kez gol krallığı, Fenerbahçe’nin ilk yabancı gol kralı, Fenerbahçe’de 3’ü lig şampiyonluğu olmak üzere kazanılan 6 kupa, ligde 4 kez asist krallığı, 344 maçta attığı 171 golle Fenerbahçe tarihinin en golcü oyuncusu…

Fenerbahçe, 2004/05 sezonunda Alex de Souza’yı kadrosuna kattığını açıkladığında birçok futbolsever bunun oldukça iyi bir transfer olduğunu düşünüyordu. Buna karşın Alex’in hem Fenerbahçe hem de Türk futbolunda bırakacağı benzersiz etkiyi tahmin etmek güçtü.

Sarı lacivertli formayı giydiği 8 sezonda Fenerbahçe tarihinin en başarılı yabancı futbolcusu olarak adını tarihe kazıyan Alex, birçok büyük başarıya imza attı.

Bir Fenerbahçe efsanesi olarak diğer takım taraftarlarının da büyük saygısını gören Alex, 2000’li yıllardan sonra Türkiye’ye gelen oyuncular arasında en çok katkıyı veren isimler arasında en üst sıralarda yer aldı.

Öyle ki üzerinden yıllar geçmesine rağmen Türk futbolundaki “Hagi mi? Alex mi?” tartışması hala eskimedi.

2005/06 – Kleberson

Süper Lig’de 2005/06 sezonu öncesinde en dikkat çekici transferlerden biri bu kez Beşiktaş’tan geldi. Kadrosunu önemli bir isimle güçlendirip taraftarlarını sevindirmek isteyen Beşiktaş yönetimi, kariyerinin bir döneminde Brezilya milli takımının önemli orta sahalarından biri olan Kleberson’u kadrosuna kattı.

Sir Alex Ferguson’un Manchester United’a 2003/04 sezonunun başında transfer ettiği Kleberson, 2 sezonluk İngiltere macerasının ardından Beşiktaş’a katıldı.

Gelişiyle Beşiktaş taraftarlarının yıldız özlemini dindirmesi beklenen Brezilyalı orta saha, siyah beyazlı kulüpte istikrarlı bir şekilde forma giydi ve takımın değişmezlerinden oldu.

İki sezonda siyah beyazlı formayı 67 kez giyen Kleberson’un Beşiktaş’tan ayrılığı ise olaylı bir şekilde gerçekleşti. Beşiktaş ile sözleşmesini tek taraflı olarak fesheden Kleberson, daha sonra bu sebeple FIFA tarafından cezalandırıldı ve 4 ay futboldan men edildi.

2006/07 – Mateja Kezman

2005/06 sezonunda şampiyonluğu Galatasaray’a karşı kaybeden Fenerbahçe, yeni sezona önemli isimleri transfer ederek başladı.

Diego Lugano ve Edu Dracena ile savunmasını güçlendiren, Tümer Metin ve Deivid ile orta sahasına takviyeler yapan sarı lacivertlilerin en çok ses getiren transferi ise Mateja Kezman oldu.

Kariyerinde PSV, Chelsea ve Atletico Madrid gibi ekiplerde gösterdiği performansla Avrupa’nın önemli golcüleri arasında yer alan Kezman’ın transferi sadece Türkiye’de değil Avrupa’da da konuşuldu.

Sarı lacivertli kulüpte 2 sezon forma giyen Kezman, 69 maçta attığı 30 gol ve yaptığı 11 asistle başarılı bir Türkiye kariyeri geçirdi ve sonrasında Paris Saint Germain’in yolunu tuttu.

2007/08 – Roberto Carlos

Türk futbol tarihinde Süper Lig’e gelen en kariyerleri oyuncular listesinin en üst basamaklarında bulunan Roberto Carlos’un Fenerbahçe’ye transferi kelimenin tam anlamıyla sansasyoneldi.

Yıllarca Inter, Real Madrid ve Brezilya milli takımında oynadığı futbolla sol bek pozisyonunun gelmiş geçmiş en iyisi olarak gösterilen Roberto Carlos, Aziz Yıldırım’ın yıldız transferlerinin en göz alıcı isimlerinden biri oldu.

Fenerbahçe’de Zico döneminde UEFA Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final gören ekibin bir parçası olan Roberto Carlos, sarı lacivertli formayla 2 Türkiye Kupası zaferi yaşasa da ligde mutlu sona ulaşamadı.

34 yaşında başladığı Fenerbahçe kariyerini 37 yaşında sonlandıran ve ülkesinin temsilcisi Corinthians’a transfer olan Roberto Carlos, Fenerbahçe formasını 104 kez giyerek 100’ler kulübüne de girdi.

Roberto Carlos, futbol kariyerini bitirdikten sonra Sivasspor ve Akhisar Belediyespor’da teknik direktörlük yaptı.

Mütevazı kişiliği ve yıldız efektiyle Roberto Carlos, Türk futbolunun unutulmazları arasında da yerini aldı.

2008/09 – Dani Guiza

Fenerbahçe tarihinde yapılan transferler arasında kendisinden beklenen performans ile sahadaki performans arasında en büyük zıtlığın olduğu isimlerden biri Dani Guiza oldu.

Sarı lacivertli ekibe şampiyon İspanya’nin teknik direktörü Luis Aragones ile birlikte La Liga Gol Kralı olarak gelen Dani Guiza, imza attığı gün büyük ses getirdi.

Avrupa’nın en büyük liglerinden birinin gol kralının Fenerbahçe’ye katılması, sarı lacivertli taraftarlara büyük hayaller kurdururken yaşananlar beklentilerle çelişti.

Fenerbahçe’ye 14 milyon €’luk bedelle gelen ve kulübün o dönemki transfer rekorunu kıran İspanyol forvet, 3 sezonda 98 maça çıkıp 35 gol – 20 asistlik performans gösterse de beklentilerin ve baskının altında kaldı.

Bunun sonucunda 14 milyon €’luk transfer, 2011/12 sezonu başında bedelsiz olarak Getafe’ye gitti.

2009/10 – Elano Blumer

Gheorghe Hagi’nin ardından 10 numara pozisyonu için yıllarca yeni bir ikon arayan Galatasaray’da Elano Blumer de bu amaçla transfer edildi.

Brezilya milli takımının formasını giyen ve Premier League’de Manchester City’de dikkat çekici performanslara imza atan Elano, 2009/10 sezonunda büyük beklentilerle kadroya katıldı.

Süper Lig’deki ilk maçında Kayserispor ağlarını muhteşem bir golle havalandırarak taraftarların zaten yüksek olan beklentisini başka bir seviyeye çıkaran Elano, buna karşın devamını getiremedi. Özellikle devamlılık anlamında sıkıntılar yaşayan Brezilyalı 10 numara, 7 milyon € bedelle geldiği Galatasaray’dan 1.5 sezon sonra ayrıldı.

Sarı kırmızlı formayla 47 maçta 7 gol atabilen oyuncu, hayal kırıklığı yaratan transferlerden biri olarak tarihteki yerini aldı.

2010/11 – Ricardo Quaresma

Kariyeriyle Türkiye’ye gelen en büyük isimlerden birisi tartışmasız Ricardo Quaresma’ydı. Sporting’de başlayan kariyerinin ardından Barcelona, Porto, Inter ve Chelsea tarafından transfer edilen Portekizli yıldızın yetenekleri asla sorgulanmadı.

Buna karşın Avrupa’nın dev kulüplerinde istikrarlı şekilde performans vermekte sorun yaşayan Quaresma, 2010/11 sezonunda Guti ile birlikte Beşiktaş’ın yıldızlarından biriydi.

Quaresma’nın Türkiye’ye transferi de tıpkı kendisinden önceki yıldızlar gibi Avrupa’da çok ses getirdi. Beşiktaş’taki ilk döneminde “Portekiz çetesi” olarak lanse edilen Hugo Almeida ve Simao ile çok da başarılı olmayan bir süreç geçiren Quaresma, 2013 Ocak’ta Beşiktaş’tan ayrıldı.

Buna karşın siyah beyazlılar, 2015/16 sezonu başında Portekizli yıldızını bir kez daha kadroya kattı ve Quaresma’nın kariyerindeki en iyi sezonlarından birkaçına şahit oldu.

Şenol Güneş ile çok uyumlu çalışan Quaresma, Beşiktaş’ın üst üste 2 sezonu şampiyonlukla bitirmesine ve Avrupa’da başarılar kazanmasına önemli bir şekilde etki etti. Siyah beyazlı formayla toplamda 227 maça çıkan ve 38 gol atıp 77 asist yapan Portekizli yıldız, kariyerindeki en uzun zamanı da Beşiktaş’ta geçirdi.

Daha sonra ülkemizde Kasımpaşa forması da giyen Quaresma, hali hazırda serbest statüde bulunan bir futbolcu olarak yaşamını sürdürüyor.

2011/12 – Fernando Muslera

Kötü geçen 2010/11 sezonundan sonra 2011/12 sezonunun başında Fatih Terim’i göreve getiren Galatasaray, birçoklarına göre Türk futbol tarihinin seyrini değiştiren transferlerden birine imza attı.

Galatasaray tarihinde bir sezonda en çok maçı gol yemeyerek tamamlayan kaleci (17), Galatasaray’da en çok kupa kazanan yabancı oyuncu (15) ve Süper Lig tarihinde en çok şampiyonluk yaşayan kaleci (6 şampiyonluk, rekoru Şenol Güneş ile paylaşıyor) olan Fernando Muslera, Türk futbol tarihinin ikonlarından biri oldu.

Birçok sezonda Galatasaray’ın başarılarından en büyük paya sahip olan isimlerin başında gelen Fernando Muslera, Lazio’dan transfer olduğu günden bugüne 12 sezonu geride bıraktı.

Bu sezon Galatasaray’daki 13. sezonuna başlayan Fernando Muslera, saha içindeki centilmenliği ve saha dışındaki karakteriyle taraflı tarafsız herkesin sevgisini kazanmayı başaran ender isimlerden biri olmayı da başardı.

2012/13 – Burak Yılmaz

2011/12 sezonunda Fatih Terim ile şampiyon olan Galatasaray, bir sonraki sezon aradığı golcüyü Trabzonspor’da buldu.

Trabzonspor’un o dönemki performansında doğrudan payı olan gol kralı Burak Yılmaz, bordo mavili renklerden sarı kırmızılı renklere geçiş yaptı. Şampiyonluk adayları arasında gerçekleşen bu transfer, o günlerde özellikle yerel medyada büyük olay yaratmıştı.

Geçtiğimiz günlerde futbolu bırakırken Galatasaray için, “Galatasaray beni Avrupa çapında bir futbolcu yaptı. Orada yaşadıklarım her zaman kalbimin en farklı yerinde olacaktır.” diyen Yılmaz, sarı kırmızılı kulübe transfer olduktan sonra büyük başarılar kazandı.

Galatasaray ile 1 gol krallığı ve 8 kupa kazanan Burak Yılmaz, takımının UEFA Şampiyonlar Ligi çeyrek finaline ulaşmasında da büyük bir pay sahibiydi.

2013/14 – Bruma

Son 23 yılda transferiyle en farklı ses getiren isimlerden biri Bruma oldu. Türkiye’de düzenlenen U20 Dünya Kupası’nda gösterdiği performansla Avrupa devlerini peşine düşüren Portekizli kanat oyuncusu, tercihini Galatasaray’dan yana kullandı.

O dönemde kadrosunda birçok yıldız bulunan Galatasaray’ın henüz 18 yaşındaki Bruma için 13 milyon € ödemesi, Türk futbolunda eşine rastlanmayan bir transfer biçimiydi.

Bu anlamda oldukça tartışılan ve ses getiren Bruma, potansiyeline Galatasaray’da ulaşamadı. 1 sezonun ardından geçirdiği sakatlığın da etkisiyle düşüş yaşayan Bruma, önce Real Sociedad’a kiralandı. Ardından ise 2017/18 sezonunda 15 milyon €’ya RB Leipzig’e satıldı.

Bruma daha sonra Türkiye’ye Fenerbahçe formasıyla döndü ve sarı lacivertli kulüpte de forma giydi. Portekizli oyuncu 2023/24 sezonu başında ise Portekiz temsilcisi Braga’ya satıldı.

2014/15 – Demba Ba

2014/15 sezonunun başında 5 sezonluk şampiyonluk özlemini dindirmek isteyen Beşiktaş, “Feda” sezonundan 2 sezon sonra dünyaca ünlü bir golcüyü kadrosuna kattı.

İngiltere Premier League’de West Ham United, Newcastle United ve Chelsea formalarıyla 99 maçta 43 gol atmayı başaran Demba Ba, 6 milyon € karşılığında Temmuz 2014’te Beşiktaşlı oldu.

Beşiktaş ile Türkiye’de geçirdiği ilk sezonda 27 gol atarak siyah beyazlı taraftarların sevgilisi oldu. Adına şarkılar bestelenen Senegalli oyuncu, ilk sezonunun sonunda Beşiktaş’a 13 milyon € kazandırarak Çin’e gitti.

Daha sonra Beşiktaş formasını 2017 Ocak – 2017 Haziran arasında tekrar giyen Demba Ba, Türkiye’de Göztepe ve İstanbul Başakşehir’de de oynadı.

2015/16 – Robin van Persie

2015/16 sezonu öncesinde büyük yıldızları transfer etme geleneğinden uzaklaştığı için eleştirilen Fenerbahçe yönetimi, kadrosuna Premier League’in gelmiş geçmiş en büyük golcülerinden birini katarak dünya gündemine oturdu.

Arsenal ve Manchester United formalarıyla Premier League’de 144 gol atan Robin van Persie, Fenerbahçe’ye transfer oldu.

Böylesine büyük bir yıldızın Fenerbahçe’ye katılması sarı lacivertli taraftarları çok sevindirirken tüm futbolseverleri de heyecanlandırdı.

Ancak Hollandalı golcünün Fenerbahçe kariyeri sakatlıklar sebebiyle sıklıkla sekteye uğradı ve Van Persie beklentilerin uzağında kaldı. 3 sezonda sarı lacivertlilerle 87 maça çıkan ve kendi kariyer çizgisinden uzakta kalarak 36 gol kaydeden Van Persie, 2018 Ocak’ta futbola başladığı Feyenoord’a döndü.

2016/17 – Talisca

Beşiktaş’ın 2016/17 sezonu başında Benfica’dan 2 yıllığına kiraladığı genç Portekizli, adını Türk futbolunda her transfer döneminde manşetlere çıkarmayı başardı.

Beşiktaş’a 22 yaşında kiralık olarak geldiği sezondan itibaren oynadığı futbol ve yetenekleriyle siyah beyazlı tribünlerde hayranlık uyandıran Talisca, Şenol Güneş ile ilk sezonunda şampiyonluk yaşadı.

Siyah beyazlı kulübün UEFA Şampiyonlar Ligi’ndeki başarılarında da büyük pay sahibi olan Talisca, 80 maçta attığı 37 gol ve yaptığı 14 asistle Türkiye’den ayrıldı.

Ayrıldığı günden beri özellikle Beşiktaş başta olmak üzere zaman zaman Fenerbahçe ve Galatasaray’ın da gündemine gelen Talisca, şu anda futbol hayatını Suudi Arabistan Ligi ekiplerinden Al-Nassr’da sürdürüyor.

2017/18 – Bafetimbi Gomis

Galatasaray’da Dursun Özbek’in ilk başkanlık döneminde yapılan kadro planlamasının bir parçası olarak takımın gol sorununu çözmek için transfer edilen Bafetimbi Gomis, taraftarlarda büyük heyecan uyandırmıştı.

Saint Etienne, Olimpik Lyon, Olimpik Marsilya ve Fransa milli takım formalarını da giyen Gomis, Galatasaray’da ilk sezonunda çok büyük bir etki yarattı.

Takımını Fatih Terim önderliğindeki şampiyonluğuna ligde attığı 29 golle liderlik eden Gomis, sözleşmesindeki sıkıntılar sebebiyle yalnızca 1 sezon sonra Suudi Arabistan’a transfer oldu.

Galatasaray taraftarının çok benimsediği Fransız yıldız, 2021/22 sezonunun devre arasında Galatasaray’a döndü. Sarı kırmızılı takımın geçen sezonki şampiyonluğunda büyük pay sahibi olan Gomis, bu sezon başında Japonya’nın yolunu tuttu.

2018/19 – Loris Karius

Beşiktaş, 2018/19 sezonunda kaleci arayışını üst düzey bir isimle sonlandırmak istiyordu. Liverpool’a 2016/17 sezonunun başında transfer olarak Jürgen Klopp’un sıklıkla şans verdiği Loris Karius, 26 Mayıs 2018 günün sabahında Avrupa’nın en gözde file bekçilerinden biriydi.

Ancak Liverpool’un Real Madrid’e UEFA Şampiyonlar Ligi finalinde 4-2 kaybettiği maçta fahiş hatalar yapan Alman file bekçisi, bir anda gözden düştü.

Psikolojik olarak zor günler geçiren Karius’un Beşiktaş taraftarları ve Türkiye’de kendisini yeniden ispatlayacağını düşünenlerin sayısı hiç de az değildi. Buna karşın Karius, beklentilerin aksine düşüşünü siyah beyazlı formayla da sürdürdü.

Alman eldiven böylece Türkiye’ye büyük beklentiyle gelip bunları karşılayamayan isimler arasına adını yazdırdı.

2019/20 – Radamel Falcao

Galatasaray taraftarı, 2000’li yıllardan sonra çok az oyuncuyu Radamel Falcao kadar bekledi. Transfer sezonunun başından sonuna kadar süren uzun bekleyiş, anlaşma sürecinin uzaması, AS Monaco ve oyuncunun ikna edilmesi derken transfer son gün tamamlandı.

Galatasaray’ın Gomis sonrasındaki gol sorununu kökünden çözmesi beklenen Falcao’nun transferi, dünya basınının da ana gündem maddelerinden biri oldu. Porto, Atletico Madrid, Chelsea, Manchester United ve AS Monaco ile golcülük yeteneklerini tüm dünyaya gösteren Falcao, sarı kırmızılıların yeni süper yıldızı olmak için imzayı attı.

Buna karşın Falcao’nun Türkiye kariyeri, belki de Türk futbol tarihinin en büyük hayal kırıklıklarından birine sahne oldu. Sürekli olarak sakatlanan ve bir türlü üst üste maçlarda forma bulamayan Falcao, Galatasaray’daki 2 sezonunda toplam 43 maça çıktı.

Bu 43 maçta 20 gol atan Falcao, yüksek maliyeti sebebiyle giderek bir sorun olarak görülmeye başlandı. Öyle ki Kolombiyalı futbolcu 2021/22 sezonu başında Rayo Vallecano’ya imza attığında, o gitti diye üzülen Galatasaraylı taraftarların sayısı çok fazla değildi.

2020/21 – Rachid Ghezzal

Beşiktaş’ın Sergen Yalçın önderliğinde kazandığı 2020/21 sezonu şampiyonluğu, bir moto kuryenin TFF binasına son dakikada yetiştirdiği evraklarla ilişkiliydi.

O evrakların zamanında sisteme girilmesi, Rachid Ghezzal’ın siyah beyazlı formayı giymesine sebep oldu. İlk sezonunda Süper Lig tarihine geçecek bir performansa imza atan ve sezonu ligde yaptığı 17 asist ve attığı 8 golle tamamlayan Ghezzal, şampiyonluğun baş mimarı oldu.

Beşiktaş’a ilk olarak kiralık biçimde katılan Cezayirli yıldızın bonservisi ise bir sonraki sezon başında Leicester City’den 3 milyon € karşılığında alındı.

Şu anda siyah beyazlı kulüpte futbol yaşantısını sürdüren ve sakatlığını atlatmaya çalışan Ghezzal, kulüp tarihinde özellikle ilk sezon performansıyla özel isimlerden biri konumunda bulunuyor.

2021/22 – Miralem Pjanic

Sergen Yalçın liderliğindeki şampiyonluğun ardından UEFA Şampiyonlar Ligi için iddialı bir kadro kurmak isteyen Beşiktaş, 2021/22 sezonunda tüm dünyada ses getiren bir transfere imza attı.

Olimpik Lyon, Roma, Juventus ve Barcelona ile birlikte Avrupa’nın en elit orta sahalarından biri olarak kabul edilen Miralem Pjanic, bir fırsat transferi olarak Beşiktaş’a kiralandı.

Beşiktaşlıları ve tüm futbolseverleri heyecanlandıran ve büyük hayaller kurduran Pjanic, siyah beyazlıların zayıf bir performans gösterdiği sezonda sönük bir performans sergiledi.

Türkiye kariyerini gol atamadan tamamlayan Pjanic, Beşiktaş için çıktığı 25 maçta 4 asist yaparak sezon sonunda kulübe veda etti.

2022/23 – Mauro Icardi

Geride bıraktığımız 2022/23 sezonunun tartışmasız yıldızı olan isim Mauro Icardi’ydi. Kariyerinde 2 kez Serie A’da gol krallığı yaşayan Arjantinli yıldız isim, son yıllarında Paris Saint Germain’de Messi, Mbappe ve Neymar’ın arkasında kalmıştı.

PSG’den ayrılmak isteyen Icardi, transfer sezonunun Avrupa’da kapanmasıyla Paris’te kalacak gibi görünüyordu. Bu fırsatı iyi değerlendiren ise Galatasaray yönetimi oldu. Dünyaca ünlü golcüye 1 sezonluğuna sarı kırmızılı formayı giydirmek için PSG ile kiralık anlaşması yapan Galatasaray, hayal ettiğinden çok daha farklı bir seviyeyle karşılaştı.

Sarı kırmızılı taraftarlarla ilk günden itibaren eşine az rastlanır bir bağ kuran Mauro Icardi, her gol attıktan sonra uğruna söylenen şarkılar ve kendisine gösterilen ilgiyle tam bir fenomene dönüştü.

Türkiye’deki ilk sezonunda çıktığı 26 maçta 23 gol atıp 8 asist yaparak üstün bir performans gösteren Icardi, şampiyonluğun sembolü oldu.

Galatasaray, bu uyumun devamında Icardi’yi bonservisiyle almak için bu sezon başında harekete geçti. Transfer olumlu sonuçlanınca, Türkiye’ye ilk başta 1 sezon kiralık olarak gelen Arjantinli golcü kendisini 3 yıllığına Galatasaray’a bağlayan imzayı attı.

Icardi, Galatasaray’ın 2023/24 sezonuna da gollerle başlarken takımın UEFA Şampiyonlar Ligi gruplarına kalmasında büyük pay sahibi oldu.