Sir Bobby Robson’un Mirası

İngiltere’de “Sir” unvanını alabilmek için ülke çapında oldukça önemli işler başarmalı, tüm toplumu etkilemeli ve bizzat Kraliyet Ailesi’nin onayından geçmek zorundasınızdır.

18 Şubat 1933’te dünyaya gelen Robert William Robson, işte tüm bunları başararak adının başına “Sir” unvanını alan bir büyük futbol insanı olmayı başardı.

Futbolcu olarak Fulham ve West Bromwich Albion ile iz bıraktı. İngiltere milli takımına seçildi ve burada çıktığı 20 maçta 4 gol attı.

Ancak tüm bunlar onun “Sir” unvanını almasına yetecek kadar çarpıcı değildi. Robert William Robson ya da dünya çapında bilinen şekliyle Bobby Robson, asıl şöhretini teknik direktörlük kariyeriyle kazandı.

“Sir” Bobby Robson Geliyor

Bobby Robson, ilk teknik direktörlük deneyimini eski kulübü Fulham’da yaşadı. Ocak 1968’de takımın başına geçen Robson, ne yazık ki kariyerine istediği gibi başlayamadı.

Başarısız sonuçların ardından Fulham ile yollarını ayıran Robson, iddialara göre kulüpten kovulduğunu Putney İstasyonu’nun dışında yer alan Evening Standard pankartındaki haberden öğrendi.

Daha sonra Ipswich Town takımına geçti ve kariyer basamaklarını tırmanmaya başladı. 1969’da takımın başına geçen Bobby Robson, tam 13 sene burada kaldı. 1977/78 sezonunda kazanılan FA Cup ve 1981’deki UEFA Kupası, kulüp için tarihi başarılardı.

Kazandığı kupaların yanında Ipswich Town’da altyapı oyuncularını geliştirmesiyle de dikkat çeken Robson, 13 yıllık görev süresi boyunca yalnızca 14 oyuncu transfer ederek geri kalan eksiklerini altyapıdan tamamladı.

O dönemlerin kadrosunda yer alan Terry Butcher, Mick Mills, Kevin Beattie ve Eric Gerets, Ipswich Town’un tarihine geçen isimler oldular.

Ipswich Town’daki başarılarından sonra Bobby Robson, İngiltere’nin en gözde menajerlerinden biri olmayı başardı. Bu da ona 1982 yılında İngiltere Futbol Milli Takımı’nın teknik direktörlük koltuğunu getirdi.

İngiltere, onun yönetiminde 1984 Avrupa Şampiyonası’na katılamasa da 1986 FIFA Dünya Kupası bileti almayı başardı.

Tarihin en ikonik Dünya Kupası organizasyonlarından birinde, takımını çeyrek finale kadar taşıyan Bobby Robson, bu noktada olağanüstü olaylara şahit oldu. Diego Armando Maradona, İngiltere ağlarını 2 kez havalandırmıştı. Bu 2 gol de futbol tarihinde yıllar boyu konuşulacak cinstendi: Bir tanesi orta sahadan slalom, diğeri ise meşhur “Tanrı’nın Eli”.

Bobby Robson daha sonra bu gol için “Bu Tanrı’nın Eli değil, bir ahmağın eliydi.” diyecekti...

1986’daki elenişin ardından 1988’deki Avrupa Şampiyonası’nda da başarılı olamayan Bobby Robson yönetimindeki İngiltere (1988’e katılım sürecinde Türkiye’yi 8-0 yendiklerinde teknik direktör yine Bobby Robson idi), 1990 FIFA Dünya Kupası’nda ise tarihi bir başarı yakaladı.

Robson önderliğindeki takım, yarı finalde Batı Almanya’ya Gareth Southgate’in penaltıyı kaçırmasıyla kaybederek final şansını kaçırdı. Üçüncülük maçında da İtalya’ya 2-1 yenilen İngiltere, kupayı dördüncü olarak tamamladı.

Bu derece, 2018 FIFA Dünya Kupası’na kadar İngiltere milli takımının alacağı en başarılı derece olacaktı.

Jose Mourinho Bobby Robson’a Katılıyor

1990 FIFA Dünya Kupası’nın ardından İngiltere’deki görevini bırakıp PSV Eindhoven’ın başına geçen Bobby Robson, Hollanda temsilcisiyle üst üste 2 Eredivisie şampiyonluğu yaşadı.

Hollanda’daki macerası başta Romario olmak üzere oyuncu grubuyla yaşadığı anlaşmazlıklar git gide artmaya başlarken bitti. Bobby Robson’un yeni durağı ise Sporting CP oldu.

Burada kendisine yardımcı olan genç tercümanı Jose Mourinho ile iyi bir ilişki kurdu. Geldiğinde oldukça sıkıntılı bir durumda olan Sporting CP’yi ligin üst sıralarına taşımayı başarsa da başkan Sousa Cintra ile anlaşamadı ve görevinden istifa etti.

Bu fırsatı iyi değerlendiren Porto, ezeli rakibinin teknik direktörüyle sözleşme imzaladı. Bobby Robson, Porto’ya giderken tercümanı Jose Mourinho’yu da yardımcı antrenör olarak yanına aldı.

Bunun yanında Porto’nun gözlem departmanı için ise o günlerde 17 yaşında olan Andre Villas-Boas’ı işe aldı ve onun lisans sınavlarını geçmesi için yardımcı oldu.

Burada 2 Portekiz şampiyonluğu yaşayan Bobby Robson, 2 kez de Portekiz Kupası’nı kulübün müzesine götürdü.

Üst üste başarılar onu Avrupa’nın dev kulübü Barcelona’ya taşıdığında elbette Jose Mourinho yine yanındaydı.

Barcelona Teknik Direktörlük Okulu

Bobby Robson’un Barcelona günleri 3 kupayla tamamlansa da aslında onun, Katalan kulübüne ve dünya futboluna yaptığı katkı sonraları anlaşılacaktı.

İngiliz menajerin takımında Julen Lopetegui, Laurent Blanc, Luis Enrique, Pep Guardiola gibi oyuncular yer alıyordu.

Bu isimlerin yanında yardımcı antrenör olarak Jose Mourinho’nun olduğu da düşünüldüğünde, Robson dönemi Barcelona takımı sonraki yıllarda Avrupa’nın en elit teknik direktörlerinden bazılarına ev sahipliği yapıyordu.

Daha sonra İspanya milli takımı ve Real Madrid’i çalıştıracak olan Julen Lopetegui, Fransa milli takımı ve Paris Saint Germain ile başarılar kazanan Lauren Blanc, şu anda İspanya milli takımını çalıştıran ve öncesinde Barcelona’ya UEFA Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu ve iki La Liga zaferi getiren Luis Enrique, Bobby Robson’un yönetiminde mücadele etmişlerdi.

Tüm bu isimlerin ötesinde 2010’lu yıllara damga vuran ve çoğu zaman birbirlerinin anti-tezi olarak tanımlanan Jose Mourinho ve Pep Guardiola da o dönemlerde taktiksel gelişimlerini Bobby Robson’un teknik direktörlüğünde ilerletmişlerdi.

Barcelona’daki teknik direktörlük kariyeri sonrasında kulüpte sportif direktörlük pozisyonunda bulunan Bobby Robson, 1998’de PSV Eindhoven’a geri dönmüş, 1999-2004 arasında ise Newcastle United’ı çalıştırmıştı.

Futbola yaptığı katkılardan dolayı tarihin en saygın futbol figürlerinden biri olan Sir Bobby Robson, 31 Temmuz 2009’da akciğer kanseri sebebiyle hayata gözlerini yumdu.

Mirası ise çalıştırdığı kulüplerde bıraktığı izler ve yetiştirdiği öğrencilerle yaşamayı sürdürüyor.