Manchester United Efsanesi: Matt Busby ve Bebekleri

ANA SAYFAHABERLER → Manchester United Efsanesi: Matt Busby ve Bebekleri

Manchester United Efsanesi: Matt Busby ve Bebekleri

Manchester United Efsanesi: Matt Busby ve Bebekleri

Matt Busby, İngiltere futbol tarihinin en özel oyuncularından biri olarak 1939 yılında futbolu bıraktığında, 2 büyük kulübün formasını giymişti.

Manchester City’de başlayan kariyerini Liverpool’da sonlandıran Busby, futbolu bıraktıktan 6 yıl sonra Manchester’a geri döndü. Ancak bu geri dönüş, beklendiği gibi şehrin mavi tarafına değildi.

1945/46 sezonu başında Matt Busby’i yeni teknik direktörü olarak açıklayan Manchester United, tarihinin en doğru hamlelerinden birini yaptığının henüz farkında değildi.

Matt Busby’nin en büyük özelliklerinden biri genç oyunculara duyduğu güvendi. Takımının iskeletini genç isimlerden kuran İskoç teknik direktör 1951/52 sezonunda Kırmızı Şeytanlar’a ilk şampiyonluğunu kazandırdı.

Bu, Manchester United’ın onun yönetiminde alacağı 13 kupanın ilkiydi.

Manchester United’ın oynadığı futbolu ve genç kadro yapısı, Matt Busby’nin Bebekleri olarak adlandırılan takımın İngiliz futboluna damga vuracağının işareti olarak yorumlanıyordu.

1951/52 sezonundan sonra 1955/56 ve 1956/57 sezonlarında da İngiltere şampiyonu olan takım, 1958’in Şubat ayında ise futbol tarihinin en üzücü olaylarından birinin ne yazık ki baş rolündeydi…

Kalkmayı Reddeden Uçak

Manchester United, 1958/59 sezonunda Şampiyon Kulüpler Kupası’nda İngiltere’yi temsil ediyordu.

Kırmızı Şeytanlar, Matt Busby önderliğinde çeyrek finalde Kızılyıldız ile eşleşmişlerdi. Rakibini ilk maçta evinde 2-1 mağlup eden Manchester United, Sırbistan deplasmanında ise Bobby Charlton ve Dennis Viollet’nin gollerine rağmen sahadan 3-3’lük beraberlik ayrılmış buna karşın tur atlamayı başarmıştı.

Büyük sevinç yaşayan takım, 6 Şubat 1958’de uçakla eve dönmeye hazırlanıyordu.

Kalkış saatinde hazır bulunan takım, Johnny Berry’nin pasaportunu Belgrad’da unuttuğunu anlamasıyla 1 saat beklemek zorunda kaldı. Nihayet Berry pasaportuyla hazır olduğunda ise British European Havayolları’na bağlı Airspeed AS-57 Ambassador isimli uçağı Münih’e doğru yola çıktı.

Uçuş planı, uçağın Münih’te yakıt ikmali yapıp İngiltere’e devam etmesini ön görüyordu. Ancak işler planlanandan çok daha farklı şekilde ve ne yazık ki çok ters gitti.

Yakıt ikmali sonrasında kaptan pilot James Thain, uçağı havalandırmak için ilk denemesini yaptı ancak uçak çalışmadı.

İkinci denemede yine çalışmak istemeyen uçak adeta yükselmek istemiyordu. Kule ile konuşuldu, uçakta problem olmadığı teyit edildi. Bir kez daha şansını deneyen James Thain, uçağı çalıştırdı ancak yükseltemedi.

Münih Havaalanı sınırlarının dışına çıkan bu “yükselemeyen uçak”, arazinin dışında o esnada “tesadüfen” boş olan bir eve çarptı.

Uçakta 40’ı yolcu ve 4’ü mürettebat olan 44 kişi vardı. Bu isimlerden 21’i kurtulmuş ancak ne yazık ki 23’ü ise hayatını kaybetmişti…

Hayatını kaybedenler arasından Busby’nin Bebekleri’nden 8’i de yer alıyordu…

Doğum gününe 2 gün kalmış olan 29 yaşındaki takım kaptanı Roger Byrne, onun yedeği olarak kadroda yer alan ve bu görevi çok başarıyla yerine getiren Geoff Bent, Billy Whelan, 15 yaşında Kırmızı Şeytanlar’a imza atan Mark Jones, Eddie Colman, David Pegg, takımın yıldız golcüsü Tommy Taylor ve 21 yaşındayken geçirdiği kazadan sonra 15 gün boyunca yaşama tutunmaya çalışan ancak bu savaşı kaybeden Duncan Edwards…

Busby’nin tam 8 oyuncusu hayatını trajik bir şekilde kaybederken kendisini o uçaktan çıkaran ise takımın her zaman son kalesi olmuş file bekçisi Harry Gregg olmuştu.

Matt Busby’nin ayağa kalkması 2 ay, kendine gelmesi ise yıllar almıştı. Buna karşın inatçı İskoç, ne hayat mücadelesinden ne de futboldan vazgeçmemişti.

1969’da Manchester United’dan ayrılmaya karar verdiği gün, kulübün müzesine 1’i Şampiyon Kulüpler Kupası olmak üzere tam 13 kupa koymuştu.

Üstelik Benfica’yı yenerek kazanılan zaferde takımında aynı uçak kazasında onunla birlikte kurtulan Bobby Charlton ve Bill Foulkes de vardı.

Sir Alex Ferguson gelene kadar Matt Busby, Kırmızı Şeytanlar’ı en uzun süre çalıştıran teknik direktördü…