Manchester United - Arsenal Rekabeti

ANA SAYFAHABERLER → Manchester United - Arsenal Rekabeti

Manchester United - Arsenal Rekabeti

Manchester United - Arsenal Rekabeti

Manchester City ve Chelsea, henüz büyük yatırımcılar tarafından satın alınmamış ve Liverpool eski günlerini arıyorken İngiltere Premier League’in en büyük rekabeti Arsenal – Manchester United arasındakiydi.

Arsenal Manchester United İçin Tehdit Oldu

1 Ekim 1996’da Arsenal, teknik direktörlük görevine sürpriz bir Fransız Arsene Wenger’i getirdiğinde Ada basınında şaşkınlık hakimdi.

Arsene Wenger, İngiltere Premier League’e Japonya’dan geldiğinde ligin hakim gücü Manchester United idi.

Sir Alex Ferguson ve Manchester United’ın ünlü 92 Sınıfı, sadece İngiltere’nin değil Avrupa’nın en dominant takımlarından birine dönüşmüştü.

O dönem Peter Scmeichel’ın kalesini koruduğu Manchester ekibi, Neville kardeşler, Roy Keane, David Beckham, Ryan Giggs, Ole Gunnar Solsjkaer, Scholes, Butt gibi genç yıldızların yanında efsanevi oyuncu Eric Cantona’ya da sahipti.

O yıllarda Manchester United’ın bu güçlü kadrosunu tehdit edebilecek herhangi bir takım yok gibiydi. Buna karşın Arsene Wenger, Arsenal’de gerçekleştirdiği dönüşümle hem Sir Alex Ferguson’un hem de Manchester United’ın en büyük rakibini yarattı.

1997/98 sezonu başladığında Manchester United, Premier League’in son 5 senesinin 4’ünü şampiyon olarak tamamlayarak yeri sezonun da en büyük favorisi konumunda lige başlamıştı.

Arsene Wenger yönetimindeki Arsenal ise bu süreci kadrosunu güçlendirerek değerlendirmiş ve takıma Dennis Berkgamp, Emmanuel Petit ve Marc Overmars gibi yıldızlar kazandırılmıştı.

Müthiş bir rekabete sahne olan o sezonda şampiyon 1 puan farkla belli olmuştu. Arsenal’e imza attığı gün kimsenin tanımadığı Arsene Wenger, Sir Alex Ferguson’un takımının önünde şampiyon olmuştu.

Wenger – Ferguson Rekabeti

Arsenal ve Manchester United arasındaki rekabetin bu kadar öne çıkmasında hiç şüphesiz Sir Alex Ferguson ve Arsene Wenger’in birbirleri hakkındaki sözlerinin de büyük payı vardı.

Arsene Wenger’in ilk yıllarında Manchester United’ın lig ve Avrupa takviminin düzenlenmesi hakkında rahatsızlığını dile getirmesi, iki efsanevi teknik direktörü basın önünde ilk kez karşı karşıya getirmişti.

 İskoç menajer o dönem Wenger hakkında şu sözleri söylemişti:

“İngiliz futbolu hakkında hiçbir tecrübesi yok. Japonya’dan geldi ve şimdi bize nasıl organize olacağımızı anlatmaya kalkıyor. Eğer bu kadar tecrübesizseniz belki de yapacağınız en iyi şey çenenizi sımsıkı kapalı tutmaktır.”

İkili arasındaki gerilim her sezon biraz daha artarak devam ederken 2004 yılında ünlü Pizzagate Olayı yaşandı.

49 maçtır mağlup olmayan Arsenal’i sahasında ağırlayan Manchester United, rakibini 2-0 yenerek seriyi noktalamıştı. Maç sonrasında soyunma odasına giden tünelde Sir Alex Ferguson’un suratına Arsenal’in genç oyuncusu Cesc Fabregas tarafından pizza fırlatılması ise İngiliz futbol tarihine “Pizzagate Olayı” olarak geçmişti.

Bu olay hakkında maç sonunda konuşan Sir Alex Ferguson ise asıl suçlu olarak Arsene Wenger’i göstermiş ve “Bu bir rezalet. Ama Wenger’den bir özür beklemiyorum. Çünkü o böyle bir insan” demişti.

Arsene Wenger ise medyayı ve Sir Alex Ferguson’u suçlayarak “Anlamadığım bir şey var. O adam (Ferguson’u kastederek) istediği her şeyi yapıyor ve siz, medya olarak sürekli onun ayaklarının dibindesiniz.” sözlerini kullanmıştı.

Her ne kadar özellikle 2003/04’teki “The Invincibles” sezonundan sonra Arsenal’de yaşanan düşüşün Wenger – Ferguson rekabetinin şiddetini azalttığına inanılsa da Manchester United – Arsenal maçları her zaman Premier League klasikleri arasında yerini aldı.