İlk Türk Futbolcusu: “Bobby” Fuat Hüsnü Bey

ANA SAYFAHABERLER → İlk Türk Futbolcusu: “Bobby” Fuat Hüsnü Bey

İlk Türk Futbolcusu: “Bobby” Fuat Hüsnü Bey

İlk Türk Futbolcusu: “Bobby” Fuat Hüsnü Bey

Günümüzde Türkiye’nin en popüler sporu olan futbol, bu coğrafyaya ilk olarak liman şehirlerinden girdi.

Başta Selanik olmak üzere Osmanlı Devleti’nin en işlek limanlarında yabancıların ülkemize getirdiği futbol, 1800’lerin sonu ve 1900’lerin başında, İngilizler ve Rumlar tarafından yoğun olarak oynanıyordu.

II.Abdülhamit döneminin şartları sebebiyle Türk gençlerinin bir araya gelmesi veya bir kulüp altında sebebi ne olursa olsun faaliyet göstermelerinin önünde engeller vardı.

Hal böyle olunca futbolun Türk gençleriyle buluşması da gecikmiş oldu. Osmanlı Devleti’nde futbol oynamaya cesaret ederek bu alanda bir ilki gerçekleştiren isim ise, devletin üst düzey isimlerinden Amiral Hüseyin Hüsnü Paşa’nın oğlu Fuat Hüsnü Bey (Kayacan) olmuştu.

İngilizler Kadıköy’de

1900’lerin başlarında İstanbul’daki İngiliz ve Rumlar, futbol oynamak için Kadıköy’de toplanıyorlardı. Papazın Çayırı olarak da bilinen yerde birbirleriyle maçlar yapan bu takımları izleyenler arasında genellikle halktan insanlar da oluyordu.

Yine böyle bir maçta onları uzaktan izleyen Fuat Hüsnü, mükemmel derecede konuştuğu İngilizcesinin de etkisiyle İngilizlerden bir top almayı başarmıştı.

Türk gençlerinin içine düşen futbol aşkının durdurulamaz noktaya geldiği bir ortamda Fuat Hüsnü aldığı topla sadece bir duvarın karşısına geçip şut çalışabiliyordu.

Onun bu durumuna şahit olan Reşat Bey (Danyal), arkadaşıyla aynı hisleri paylaşıyordu. Bu sebeple Fuat Hüsnü’nün “gel bir takım kuralım” teklifini kabul etmiş ve ilk Türk futbol takımı “Black Stocking” bu şekilde kurulmuştu.

Black Stocking

Black Stocking, Fuat Hüsnü Bey ve Reşat Bey tarafından kurulduktan sonra iş bir takım toplamaya gelmişti. Dönemin mevcut şartları sebebiyle gizlice yürütülen toplantılarda Black Stocking’in yapısı ortaya çıkmıştı.

Buna göre kulüp başkanı olarak Reşay Bey seçilmiş, takımın kaptanlıklarına ise Mehmet Ali Bey ile Fuat Hüsnü Bey getirilmişti.

Kemani Nuri Bey, Fahri Bey, Nureddin Bey, Hafız Mehmet, Hafız Mustafa, Nuri Bey, Emcet Bey, Hüseyin Bey, Mazhar Bey, Şevki Bey ve Tanburacı Osman Bey ise takımın diğer üyeleri olmuşlardı.

Black Stocking takımına bakıldığında dikkat çeken bir nokta, bu isimlerin çoğunun Osmanlı Devleti’nin üst düzey bürokratlarının çocukları olmasıydı. Bunun da etkisiyle takımın “kendi halinde” antrenman yapmasına ve top oynamasına kimsenin ilk başta pek bir itirazı olmadı.

Ancak birkaç ay sonrasına Black Stocking, Rumların karşısında sahaya çıkmaya karar verdiğinde işler değişti.

Hafiyeler Sahada

Black Stocking ve Rumlar arasındaki maç 26 Ekim 1901 tarihinde oynanacaktı. Takımın başında sahaya çıkan Reşat Bey, bir bakıma Türk futbol tarihinin ilk teknik direktörü olmuştu.

5-1 kaybedilen maçta takımının tek golünü atan Fuat Hüsnü Bey ise ülke futbol tarihindeki ilk golü ağlara göndermişti.

Papazın Çayırı’nda oynanan maçın ardından saha bir anda hafiyeler ile dolmuştu. Yaşanan karmaşanın içinde kaçabilenler kendini kurtarırken önce Reşat Bey yakalanmış, ardından ise Fuat Hüsnü Bey aynı zamanda bir askeri okul öğrencisi olması sebebiyle mahkemeye çıkarılmıştı.

Mahkemenin savcısı Raşit Bey, Fuat Hüsnü Bey’i Rumlar ile aynı kıyafetleri giyip top oynamakla suçluyordu. Ancak elbette bu suçlamanın arkasında gençlerin bir araya gelip bir isyan hareketi başlatma ihtimalleri yatıyordu. Öyle ki bu iddia da savcının iddianamesinde kendisine yer bulmuştu.

Fuat Hüsnü Bey, hakimi ikna edebilmek için mahkeme salonuna formasıyla geldiğinde bunu başarabilmek için bir süre dil döktü. Neyse ki en sonunda hakim Fuat Hüsnü Bey’in sadece bir “oyun oynamak” istediğine ikna oldu ve dava küçük bir ceza ile kapandı.

İngilizlerin Bobby’si

Mahkemeye çıktıktan sonra bir Türk kulübü kurarak futbol oynamanın pek de mümkün olamayacağını gören Fuat Hüsnü Bey, Bobby takma adını alıp İngilizlerin “Kadıköy” takımına katıldı.

Futbola olan sevgisiyle bir süre yabancıların arasına futbol oynayan Bobby, mükemmel seviyedeki İngilizcesi sebebiyle onlardan biri gibi görünüyordu.

1912 yılına gelindiğinde ise Bobby Fuat Hüsnü, görevi dolayısıyla İngiltere’de bulunuyordu. Burada da futbol oynamayı bırakmayan ve İngiltere’nin üçüncü lig takımlarında kariyerini sürdüren Fuat Hüsnü, profesyonel futbolculuğun ağır şartlarını kaldıramadı.

Böylelikle ilk Türk futbolcusunun kariyeri, Bobby takma adıyla İngiltere’de sonlanmış oldu.