Dünya İkincisine Protesto: 1954 Macaristan
Macaristan, 1954 Dünya Kupası öncesinde Ferenc Puskas önderliğindeki kadrosuyla turnuvanın en önemli favorilerinden gösteriliyordu. Nitekim Rüya Takım, turnuvaya da beklentileri karşılayarak başladı.
Grup aşamasında Türkiye’nin de yer aldığı gruba düşen Macaristan, statü gereği mili takımımızla maç yapmadı. Batı Almanya ve Güney Kore ile oynayan Macarlar, iki maçta toplam 17 gol attı.
Bern Meydan Savaşı
Grubu lider tamamlayan Macaristan, çeyrek finalde Brezilya’nın rakibi olmuştu. Bern’de oynanan maç o kadar sert geçmişti ki; tarihte “Bern Meydan Savaşı” olarak kaldı.
2 Brezilyalı ve 1 Macar futbolcunun sahadan atıldığı karşılaşmada her iki takım da çok sert bir futbol sergilemişti.
Macaristan, Brezilya’yı 4-2 yenmeyi başararak yarı finale yükselmeyi başaran takım oldu ancak maçın ardından soyunma odası koridorlarında tartışmalar çıktı.
O gün sakatlığı sebebiyle oynamayan Ferenc Puskas ve teknik direktör Gusztav Sebes de olaylara dahil oldu. Gusztav Sebes, olaylarda aldığı bir darbe sonucu yaralandı ve kafasına 4 dikiş atıldı.
Yarı finalde 1950’nin şampiyonu Uruguay’ı geçen Macaristan; 1954 Dünya Kupası finalinde, grupta karşılaştığı Batı Almanya’nın rakibi oldu.
Final ve Sonrası
Macaristan’ın grupta Batı Almanya’yı 8-3 yendiği maçta, Batı Almanya rotasyonlu bir kadroyla sahadaydı. Alman teknik direktör Sepp Herberger, aslarını finale saklamıştı.
Aslında Macaristan için her şey çok güzel başladı. İlk 8 dakika içerisinde 2-0 öne geçen Macarlar, bu farkı koruyamadı ve dakika 18 olduğunda skor 2-2’ye geldi.
Batı Almanya, son anlarda bulduğu golle maçı 3-2 kazandı ve dünya şampiyonu oldu. Yine de bu ikincilik, Macaristan tarihinin en büyük futbol başarısıydı.
Macaristan’ın tarihi kadrosu, ülkelerine döndüklerinde beklemedikleri bir görüntüyle karşılaştı.
Macaristan halkının bir kısmı, takımın final maçını Almanlardan aldıkları 50 araba ve bir miktar para karşılığında bilerek kaybettiğine inanıyordu. Takım ülkeye geldiğinde büyük bir protesto ile karşılandı.
Finalin kaybedilmesi ülkede o kadar büyük bir tepkiye yol açmıştı ki; 1956’da rejime karşı yapılan Macar Devrimi’nin gelişim sürecinde bir yapıtaşı oldu.
