Benfica’nın 100 Yıllık Béla’sı

ANA SAYFAHABERLER → Benfica’nın 100 Yıllık Béla’sı

Benfica’nın 100 Yıllık Béla’sı

Benfica’nın 100 Yıllık Béla’sı

 20.yüzyılın başları, Yahudi bir çocuk açısından dünyaya gelmek için pek de “şanslı” bir dönem değildi. 1899 yılında Budapeşte’de doğan Béla Guttmann da o çocuklardan biri olarak dünyanın acımasız yüzüyle çok erken yaşlarda tanıştı.

 II.Dünya Savaşı’nın vahşetinde Naziler tarafından yakalanarak esir kampına düşmeden önce Guttmann’ın hayatı futbol sahasında şekilleniyordu. Avusturya-Macaristan’ın 1924 Olimpiyat Oyunları’na giden futbol takımının kadrosunda yer alacak kadar yetenekli bir oyuncuydu.

 Futbolculuk kariyerinin bir bölümünü ABD’de geçiren Guttmann, 1932’de Avrupa’ya döndükten sonra saha içinden saha kenarına taşındı. Avusturya, Macaristan ve Hollanda’da SC Hakoah Wien ve SC Enschede gibi kulüpleri çalıştıran genç teknik direktör, Avrupa’ya geri dönmek için çok yanlış zamanı seçtiğini ne yazık ki anlayacaktı.

 II.Dünya Savaşı’nın harabeye çevirdiği Avrupa’da, savaşın en şiddetli günlerine bizzat şahit olmak zorunda kalan Guttmann, 1944 Mart’ında Naziler Macaristan’ı işgal ettiğinde esir düştü.

 Guttmann daha sonra o günlerde yaşadıklarını “Astsubay insanlara eziyet etmeyi biliyordu. Milli bir futbolcu muydum? Başarılı bir teknik direktör müydüm? Erkek miydim? Hepsini unutmak zorundaydım.” diyerek anlatıyordu.

 Esir düştüğü kamptan kaçmayı başararak milyonlarca Yahudi’nin katledildiği Auschwitz’e gitmekten kurtulan Guttmann, savaş sonrasında hayata yine futbolla tutundu.

 Vassas SC’de teknik direktörlüğe tekrar başlayan Guttmann, 1946 yılındaysa Romanya temsilcisi Ciocanul’a transfer oldu. Takımın başına geçmeyi ise ödemelerin erzak şeklinde yapılması şartıyla kabul etti. Çünkü o sırada Avrupa’da büyük bir kıtlık yaşanıyordu.

40 Yıl 10 Ülke 21 Takım

 Macaristan ve Romanya macerasının ardından teknik direktörlüğe tekrar ısınan Guttmann, Macar futbol efsanesi Ferenc Puskas’ın teknik direktörlüğünü yaparak onun gelişimine de katkı sağladı. Buna karşın Kispest AC’de yine Ferenc Puskas’ın başını çektiği oyuncu grubuyla tartışarak görevinden ayrıldı.

 Daha sonraları İtalya’da Calcio Padova ve U.S Triestina Calcio ile çalışan Guttmann, 1953-55 yılları arasında ise İtalyan devi A.C Milan’ın başında yer aldı.

 A.C Milan’dan sonra yine birçok kulüp gezen Guttmann, Vicenza, Honved, Sao Paulo ve Porto’nun ardından Benfica’nın teknik direktörü oldu.

 Portekiz temsilcisinde bir kulüp efsanesine dönüşen Béla Guttmann, 1960/61 ve 1961/62 sezonlarında Şampiyon Kulüpler Kupası şampiyonlukları yaşadı.

 Benfica’ya getirdiği 2 Avrupa şampiyonluğunun yanında Portekiz futboluna en büyük katkısıysa şüphesiz Eusebio’yu keşfetmesiydi.

Guttmann Benfica’yı Lanetledi

 Sporting’e imza atmak üzere olan Eusebio’yu Benfica’ya kazandıran Béla Guttmann, kulübe yaptığı katkıların ötesinde ilginç bir rivayetle de ünlendi.

 2 Avrupa şampiyonluğu sonrası maaş zammı talebi karşılık bulmayan Guttmann, iddialara göre Benfica’yı lanetlemiş ve 100 yıl daha Avrupa’da kupa kazanamayacaklarını söylemişti.

 1962 yılında ilk başlarda çok da önemsenmeyen bu “lanet”, Benfica Avrupa’da her final kaybettiğinde giderek ciddiye alındı. Öyle ki iddialara göre Benfica’nın 1990’da çıktığı Avrupa Kupası finali öncesinde Eusebio’dan, 1981’de hayata gözlerini yuman Béla Guttmann’ın mezarını ziyaret etmesi ve şampiyonluk için dua etmesi istendi.

 Lanetin gerçek olup olmadığı hala tartışılıyor olsa da gerçek şu ki Portekiz kulübü, Guttmann’dan sonra Avrupa’da çıktığı 8 finalin tamamını kaybetti.

 Başka bir iddiaya göre lanetin bitmesi için 2013 yılında Estadio Da Luz’un önüne dikilen Béla Guttmann heykelinin önünde yazan sözcükler, büyük bir ironi yaratıyordu:

“Benfica’da olanlar kötü şans nedir bilirler. Dünyada bunu daha iyi bilen bir kulüp yoktur.”