4 Büyüklerin Renkleri Nereden Geliyor

Türk futbolundaki her takımın kendine has kuruluş ve oluşum süreçleri vardır. Renk seçim süreçlerinin altında da bir çok hikâye bulunur.

Peki 4 büyükler renklerini nereden almış? İşte Türk futbolunda en çok şampiyonluk yaşamış 4 kulübün, renklerine kavuşma hikayeleri:

Beşiktaş

Beşiktaş’ın renklerinin önce kırmızı-beyaz olduğu, Balkan Savaşı’nın kaybedilmesinden sonra siyah-beyaza döndüğü öne sürülmektedir. Ancak olayın esası şu şekildedir:

Beşiktaş takımında yer alan sporcuların sayısı her geçen gün artarken kulübü temsil etmek için belirleyici sembollere ihtiyaç vardı. Bir gün Mehmet Şamil Bey kurucular heyetini toplayarak, okulunun renklerini taşıyan rozeti yakasından çıkardı, “Bizler de tıpkı bu rozet gibi bir rozet yaptırmalı ve kulübümüzde spora devam eden her üyeyi bu rozeti taşımaya mecbur tutmalıyız.” dedi.

Toplantıda yer alan herkes bu teklifi kabul etti. Sıra artık renk seçimlerine gelmişti. Doğanın bütünüyle birbirine zıt olan iki ana renk olan siyah ve beyaz kulübün renkleri olarak seçildi.

Galatasaray

Galatasaray’ın ilk renkleri Türk bayrağından esinlenilerek kırmızı beyaz olmuştur. Ancak sonrasında renk değişimi gündeme gelince kulüp kısa süreliğine sarı ile lacivert renkler kullanılmıştır. Ne var ki bu renkler de kalıcı olmamış ve kulüp günümüzdeki renklerini kullanılmaya başlamıştır.

Kulübün kurucusu Ali Sami Yen bu hikâyeyi şöyle anlatır:

“Birçok yerleri dolaştıktan sonra, nihayet Bahçekapı’daki Şişman Yanko’nun dükkanına gidilerek orada zarif iki yünlü kumaşa tesadüf ettik. Biri, vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı, öteki de içinde turuncudan iz taşıyan tok bir sarı. Tezgahtar, mahirane bir el hareketi ile kumaşların dalgalarını birleştirdi. Bir saka kuşunun başı ile kanadının yarattığı renk güzelliğine benzer bir parlaklık hasıl oldu. Ateşin içindeki renk oyunlarını görür gibi olmuştuk. Sarı-kırmızı alevinin takımımız üstünde parıldamasını tasavvur ediyor ve bizi derhal galibiyetten galibiyete götüreceğini tahayyül ediyorduk. Nitekim de öyle oldu.”

Galatasaray’ın sarı ile kırmızısına, kulübün kurucuları “Şişman" Yanko’nun dükkanında karar vererek takımın genlerine işlediler.

Fenerbahçe

Fenerbahçe’nin ilk amblemi, Fenerbahçe burnundaki ışık saçan beyaz fener, renkleri de sarı ve beyaz olmuştu. Ancak, kulüp üyelerince bu renklerin ve amblemin benimsenmemesinin ardından 1910 yılında resim yeteneği ile bilinen futbolcu Hikmet Topuz’un çizdiği bugünkü amblem herkes tarafından kabul görmüştü.

Sarı ve lacivertin hakim olduğu amblem toplamda 5 renkten oluşuyordu. Sarı renk Fenerbahçe’ye duyulan gıpta ve kıskançlığı, lacivert renk ise asaleti temsil etmekteydi. Gıpta ve asaletin temsili sarı ile lacivert birleşerek kulübün renklerini aldılar.

Trabzonspor

Trabzonspor’un kuruluş sürecindeki en ciddi sorunlardan biri de renklerdi. Takımın iskeletini oluşturan İdmanocağı ve İdmangücü takımları, takıma kendi renklerinin verilmesini istiyordu. Kulübün kurulmasındaki tüm resmi işlemler tamamlanmıştı. Renkler hariç…

Trabzon’da uzun yıllar süren İdmanocağı-İdmangücü rekabetinde sarı kırmızı ve yeşil beyaz renkler hakimdi. Adil bir seçim olması için de Trabzonspor’un renkleriin bu iki renk grubunun dışında olması gerekliydi. Renklere karar vermek için kurucu yönetim tam 4 ayrı toplantı gerçekleştirse de bu toplantılardan bir sonuç çıkmadı.

Hem Trabzon’u hem de Karadeniz’i temsil eden renkler aranıyordu. Artık federasyon yetkililerinin de sabrı kalmamıştı. Dönemin Türkiye Futbol Federasyonu Genel Müdürü Ulvi Yenal iki kulübün temsilcilerinden de birer renk seçmesini istedi. İdmanocağı ekibi koyu bordo, İdmangücü tarafı ise açık mavi üzerinde karar kıldı. Bu kararın ardından Trabzonspor’un renkleri bordo mavi oldu.

Trabzonspor 2010 yılına kadar alternatif renk olarak turuncuyu kullandı fakat 2010 yılında alınan bir kararla, hamsi balığının rengi olan grinin alternatif renk olarak kullanılmasına karar verildi.